Freelance çalışmaya yeni başladıysanız, büyük olasılıkla işinizi tek başına çalışma modeliyle yürütüyorsunuzdur. Bu, hem müşteri bulmayı hem de onlar için çalışmayı tamamen sizin üstlendiğiniz anlamına gelir. Ajans modeli, daha büyük bir ekip ve farklı bir markalaşma ve pazarlama stratejisi anlamına gelir. Her iki modelin de artıları ve eksileri vardır ve istediğiniz zaman birinden diğerine geçme kararı alabilirsiniz.

Ajans modelinde, kendiniz halletmek yerine işin çoğunu veya tamamını alt yüklenicilere dağıtıyorsunuz. Zamanınızı tüketen idari görevleri (örneğin muhasebe veya planlama gibi) başkalarına devretmek 9. bölümde ele alınmıştır ve hem tek başına hem de ajans şirketlerine fayda sağlar.

startup

Hangi Modelin Benim İçin Doğru Olduğunu Nasıl Anlarım?

Sizin için doğru olanı belirlemek her zaman kişisel bir seçimdir, ancak işletmeniz için hangi modelin daha uygun olduğunu belirleyebilecek birkaç kişilik özelliği vardır. Müşteri işlerinizin bazılarını dış kaynaklara devredip diğer projeler üzerinde sahiplik haklarını koruyan bir hibrid model, sizin için de iyi bir çözüm olabilir. Hatırlamanız gereken önemli şey, henüz herhangi bir modele bağlı olmanız gerekmeyişidir, ancak bu kitabın geri kalanını okurken bu bilgiyi aklınızın bir köşesinde tutmak son derece faydalı olacaktır. Modelinizi belirleyebilecek bazı faktörlere bir göz atalım.

Tek başına iş sahibi olarak başarılı olmanızı daha olası kılan bazı kişilik özellikleri şunlardır:

  • Tek başına çalışmayı seversiniz.
  • Başkalarını yönetmekten hoşlanmazsınız.
  • Yüksek derecede uzmanlaşmış bir nişiniz var ve size yardımcı olabilecek nitelikli serbest çalışanları bulmak zor (örneğin, doktorların web siteleri için tıbbi metin yazmak, belirli bir teknik bilgi düzeyi gerektirir).
  • Ekibinizi nispeten küçük tutmak istiyor ancak sizinle birlikte veya sizin için çalışan birkaç yüksek performanslı kişi istiyorsunuz.

Ajans sahibi olarak başarılı olmanızı daha olası kılan bazı kişilik özellikleri şunlardır:

  • Müşteri satmayı ve dönüştürmeyi seviyorsunuz, ancak projeyi tamamlamada enerjinizi kaybedebilirsiniz. Müşteriyi kapma konusunda “heyecanınızı” alırsınız ancak takip etme konusunda zayıfsınız.
  • Ağ kurmayı ve başkalarıyla iletişim kurmayı seviyorsunuz ve tamamen yalnız başına çalışmayı biraz fazla izole buluyorsunuz.
  • Başka bir serbest çalışana makul bir ücret ödeyerek müşteri işinizi tamamlaması için yeterli marjınız varken hala işi kazanmanız ve müşteri ilişkisini düzenlemeniz için tazminat alıyorsunuz.

İşletmenizde ajans modeline geçip geçmeme konusunda karar vermeniz gerektiğini gösteren sinyalleri de fark edebilirsiniz. Ancak, sadece yoğun olduğunuz anlamına gelmez; tek başına bir girişimci olarak iyi bir yaşam sürdürüyorum ve iş akışımdan memnunum. Ancak bu iş sinyalleri, aşırı rezervasyon yolunda olduğunuzun veya yanıp söndüğünüzün ilk işaretidir, bu yüzden bir adım geri atın ve büyümeyi karşılamak için işinizi nasıl değiştireceğinize karar verin.

Bu sinyaller şunları içerir:

  • Takviminize aşırı rezervasyon yapmışsınız veya neredeyse son teslim tarihlerine yetişiyorsunuz.
  • İş yükünüz ağır ve sürekli, bazen üzerinde çalışmak istediğiniz projeler için zamanınız yok.
  • Sürekli olarak yeni işler alıyorsunuz ve yeni işi neredeyse her zaman kabul ediyorsunuz çünkü işlerinizi tamamlama konusunda size yardımcı olacak birini bulabileceğinizi biliyorsunuz.
  • Bazen işlerinizi hızlı ve kolay bir şekilde bitirebilecek olan birini bulmak için kendinizi çabalarken buluyorsunuz. Bu, ajans modeline geçmek için bir işaret olabilir çünkü alt yüklenicilerinizi genellikle daha önce belirlenmiş bir zaman çerçevesinde mevcut olacak şekilde yönetebilir ve planlayabilirsiniz.

Sonuç olarak, tek başına çalışma ve ajans modeli arasında seçim yaparken, kendi kişilik özelliklerinizi, iş yönetim tarzınızı, mevcut iş durumunuzu ve kişisel tercihlerinizi dikkate almanız önemlidir. Her iki modelin de kendine has avantajları ve dezavantajları vardır ve sizin için hangi modelin en iyi olduğuna karar vermek size bağlıdır.