Ticari faaliyetlerde işbirliği ve ortaklık, başarıyı artıran önemli unsurlardır. Ortaklık, işletmelerin bir araya gelerek güçlerini birleştirmesi ve ortak hedeflere ulaşması için etkili bir yöntemdir. Ticaret Ortaklığı, iş dünyasında sıkça kullanılan bir ortaklık türüdür ve bu bağlamda “Adi Ortaklık” önemli bir yer tutar. Bu makalede, Adi Ortaklık kavramı üzerinde durularak, ticaret ortaklığı, ortaklık türleri, ticaret kanunu, ortaklık ilişkisi, ortaklık sorumluluğu, ortaklık avantajları ve dezavantajları, ortaklık vergilendirme, ortaklık yönetimi ve ortaklığın sona erme süreci gibi konular ele alınacaktır.
Adi Ortaklık Nedir?
Adi ortaklık, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) kapsamında yer alan ortaklıklardan farklı olarak tüzel kişiliği haiz değildir. Tüzel kişiliği olmadığından dolayı, adi ortaklık, üçüncü kişilerle ilişkilerinde bağımsız bir varlığa sahip değildir. Bu nedenle adi ortaklık kendi adına hak ve borç iltizam edemez, davacı veya davalı olamaz. Ortaklık aleyhine açılmak istenen davalar tüm ortaklar aleyhine, ortaklık lehine açılacak davalar da tüm ortakların katılımı ile açılmalıdır. Diğer yandan, ticari faaliyet gerçekleştirebilmek ve fatura kesebilmek için adi ortaklık ortaklarının vergi dairesine başvuruda bulunup vergi numarası almaları gerekmektedir.
Ortaklardan birinin katılım payının devri (örneğin taşınmaz, marka, alacak) şekil şartına tabi değilse, adi ortaklığın kendisi şekil şartına tabi değildir. Ortaklar, yazılı veya sözlü olarak anlaşabilirler ve herhangi bir noter tasdiki veya tescil yükümlülüğüne tabi değillerdir. Bununla birlikte, ispat kolaylığı sağlamak amacıyla adi ortaklık sözleşmeleri genellikle yazılı olarak veya hatta noter huzurunda imzalanır.
Her ortak, para, alacak veya başka bir mal veya emek olarak ortaklığa katılım payı koymakla yükümlüdür. Sözleşmede aksi belirtilmediği sürece, katılım payları, birbirine eşit olmalı ve ortaklığın amacının gerektirdiği önem ve nitelikte olmalıdır.
Ayrıca, ortaklar aksi kararlaştırılmadığı sürece, her ortağın kazanç ve zararda payı, katılım payının değeri ve niteliği gözetilmeksizin eşittir. Sözleşmede ortakların kazanç veya zarar paylarından biri belirlenmişse, bu belirleme diğer payı da ifade eder. Bir ortağın sadece kazanca katılmak ve zarara katılmamak konusunda anlaşılması, genellikle sadece emeğini ortaklığa koymuş olan ortak için geçerlidir.
Bu bilgiler, adi ortaklığın temel özelliklerini açıklamaktadır. Her durumda, ilgili mevzuat ve adi ortaklık sözleşmesi hükümleri dikkate alınmalıdır.
Adi Ortaklık Anlaşması ve Ortaklık İlişkisi
TBK’nın 624. maddesine göre, adi ortaklığın kararları, ortaklar arasında çoğunlukla alınmamışsa tüm ortakların oybirliği ile alınır. Ancak ortaklar, çoğunlukla karar alınması yönünde bir anlaşma yapmışlarsa, çoğunluk, ortak sayısına göre belirlenir, katılım paylarının oranına değil.
Genel kural olarak, TBK, ortaklar arasında anlaşma olmadıkça tüm ortakların yönetim ve temsil haklarına sahip olduğunu düzenler. Ortaklar, yönetim ve temsil yetkilerini bir veya daha fazla ortağa veya üçüncü bir kişiye devredebilirler. TBK’nın 625. maddesine göre, yönetim yetkisine sahip olan ortaklar, diğer ortakların katılımı olmaksızın işlemler yapabilirler. Ancak yönetim yetkisine sahip her ortak, işlemin tamamlanmasından önce itiraz ederek işlemi engelleyebilir. TBK’da, adi ortaklık için genel yetkili bir temsilci atanması ve olağan dışı işlerin yürütülmesi için tüm ortakların oybirliği aranması hükme bağlanmıştır. Ancak acil durumlarda, bu konuda yönetici ortakların her biri yetkili kabul edilmiştir.
TBK’nın 637. maddesine göre, bir ortak adına ve ortaklık hesabına bir üçüncü kişiyle işlem yapan ortak, bu kişiye karşı bizzat kendisi alacaklı ve borçlu olur. Bir ortak, adi ortaklık adına bir üçüncü kişiyle işlem yaparsa, diğer ortaklar sadece temsil hükümleri çerçevesinde alacaklı veya borçlu olurlar. Bu doğrultuda, yönetim görevi verilen ortak, adi ortaklığı üçüncü kişilere karşı temsil etme yetkisine sahiptir. Ancak önemli tasarruf işlemleri konusunda yönetici ortağa verilen temsil yetkisi, tüm ortakların oybirliğiyle verilmiş olmalı ve yetki belgesinde açıkça belirtilmelidir. Adi ortaklıkta malvarlığı elbirliği mülkiyetine tabidir, ancak borçlar konusunda müteselsil sorumluluk söz konusudur. Ortaklar, bu konuda özel düzenlemeler yapmak için yazılı bir sözleşme yapabilirler.
Ortaklık sözleşmesiyle bir ortağa verilen yönetim yetkisi, haklı bir sebep olmadıkça diğer ortaklar tarafından kaldırılamaz veya sınırlanamaz. Ancak haklı bir sebep varsa, sözleşmede aksi hüküm olsa bile diğer ortaklardan her biri yönetim yetkisini kaldırabilir. Haklı sebepler sınırlı değildir ve TBK’nın 629. maddesinde, yönetici ortağın görevini aşırı ölçüde ihmal etmesi veya gereken yeteneği kaybetmesi gibi durumlar örnek olarak verilmiştir.
Ortaklık İlişkisi
Adi Ortaklık, ortaklar arasında bir ortaklık anlaşması çerçevesinde kurulur. Ortaklık anlaşması, ortakların hak ve sorumluluklarını, sermaye paylarını, kar payı dağıtımını, yönetim şeklini ve diğer önemli hususları düzenler. Ortaklar arasındaki ilişki, güvene dayalı bir işbirliği ve ortak çıkarlar üzerine kurulmalıdır. İyi bir iletişim, ortaklık ilişkisinin başarılı bir şekilde sürdürülmesi için önemli bir unsurdur.
Ortaklığın adı altında, ortakların en önemli sorumlulukları rekabet yasağı ve özen borcudur. TBK’nın 626. maddesi, rekabet yasağına dair geniş kapsamlı bir düzenleme sunmakla birlikte, bu hüküm ortaklık aleyhine faaliyetlerde bulunma yasağı olarak da adlandırılabilir. Buna göre, ortaklar, kendileri veya üçüncü kişilerin menfaatleri için ortaklığın amacını engelleyici veya zarar verici faaliyetlerde bulunamazlar.
TBK’nın 628. maddesine göre, her ortak, ortaklık işlerinde kendi işiyle aynı ölçüde çaba ve özen göstermekle yükümlüdür. Ortaklar, diğer ortaklara karşı kusurlarıyla neden oldukları zararları gidermekle sorumludurlar. Ortak, bu zararları, başka işlerden elde ettiği faydalardan mahsup edemez. Ortaklık işlerini ücret karşılığında yürüten ortak, TBK’nın 628/2. maddesi uyarınca, vekâlet hükümleri kapsamında vekil sıfatıyla sorumlu tutulur.
TBK’nın 627. maddesine göre, ortaklar, ortaklık işleri için yaptıkları masraflar veya üstlendikleri borçlar nedeniyle diğer ortaklara karşı sorumludur. Ayrıca, bu ortağın yönetim işleri sebebiyle doğrudan zarara uğraması veya ortaklığın yönetiminden kaynaklanan riskler sonucunda doğan zararlar, diğer ortaklar tarafından tazmin edilmelidir. Ek olarak, ortaklığa borç veren ortağın, verdiği günden itibaren faiz talep etme hakkı olduğu gibi, ortaklık işleri için yükümlü olmadığı halde emek harcayan ortağın da hakkaniyete uygun bir karşılık talep etme hakkı saklıdır.
Adi Ortaklık Sözleşmesi
Adi Ortaklık Sözleşmesi, tarafların ihtiyaçlarına ve tercihlerine göre şekillendirilebileceğinden örnekte verilen unsurların tamamı veya bazıları sözleşme içeriğinde yer alabilir. İşte adi ortaklık sözleşmesi örneğinde yer alabilecek bazı unsurlar:
- Sözleşmenin Tarafları: Ortakların isimleri, adresleri ve vatandaşlık bilgileri gibi bilgiler.
- Ortaklık Payları: Her ortağın ortaklık içinde sahip olduğu mülkiyet oranı ve sermaye payı. Ortakların katılım paylarına ilişkin bilgiler.
- Sözleşmenin Süresi: Eğer belirli bir süreliğine ortaklık kurulacaksa, sözleşmenin süresi ve sürenin sonunda yapılacak işlemler.
- Ortaklığın Amacı ve Konusu: Ortaklığın faaliyet alanı, iş konusu ve hedefleri.
- Ortakların Hakları ve Yükümlülükleri: Ortakların sahip olduğu haklar, karar alma süreçleri ve yetkileri. Ortakların finansal ve operasyonel yükümlülükleri.
- Ortaklığın İdaresi ve Temsili: Ortaklık işlerinin nasıl yönetileceği, karar alma süreçleri ve temsil yetkisi. Yönetim organları ve görevleri.
- Kazanç Dağılımı: Ortakların kazançlardan nasıl pay alacakları ve dağıtım yöntemi.
- Ortaklığın Sona Ermesi ve Tasfiyesi: Ortaklığın sona ermesi durumunda yapılacak işlemler ve tasfiye süreci.
Bu örnek unsurlar, adi ortaklık sözleşmesinin olası içeriğini yansıtmaktadır. Taraflar, kendi özel durumlarına ve ihtiyaçlarına göre bu unsurları düzenleyebilir veya ek unsurlar ekleyebilirler.
Ortaklık Sorumluluğu ve Sermaye Payı
Adi Ortaklıkta, ortaklar sınırsız sorumluluk taşırlar. Bu, ortakların işletmenin borçlarından bireysel olarak sorumlu olduğu anlamına gelir. Ortaklar, kendi sermayeleri yanı sıra kişisel varlıklarını da riske atmaktadır. Sermaye payı ise ortakların ortaklıkta sahip oldukları payı ifade eder. Sermaye payı, ortakların kar payı ve yönetim haklarını belirler.
Kar Payı Dağıtımı
Adi Ortaklıkta, kar payı dağıtımı ortaklık anlaşmasına göre belirlenir. Ortakların sermaye paylarına göre kar payı oranları belirlenir ve kar, ortakların paylarına göre dağıtılır. Kar payı dağıtımı, adil bir şekilde yapılmalı ve ortaklık ilişkisine uygun olarak belirlenmelidir.
Ortaklık Avantajları
Adi Ortaklık, birçok avantaj sunar. Ortaklıkta kaynaklar birleştirilerek daha büyük projelere girişilebilir. Riskler paylaşılır ve iş yükü ortaklar arasında dağıtılır. Farklı beceri ve deneyimlere sahip ortaklar, işletmenin başarısını artırmak için birlikte çalışır. Ortaklık, işletmenin büyümesi ve sürdürülebilirliği için önemli bir destek sağlar.
Ortaklık Dezavantajları
Adi Ortaklıkta bazı dezavantajlar da bulunmaktadır. Ortaklar arasında uyumsuzluklar, karar alma süreçlerinde zorluklar ve farklı çalışma tarzları gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Ortaklıkta yaşanan anlaşmazlıklar, iş ilişkisini ve ortaklık bütünlüğünü olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, ortakların sınırsız sorumluluğu, kişisel varlıklarının riske atılmasına yol açabilir.
Ortaklık Yönetimi
Adi Ortaklıkta, ortaklık yönetimi ortaklık anlaşmasına göre belirlenir. Yönetim şekli, ortakların karar alma sürecini, yetki ve sorumluluklarını düzenler. Ortaklık yönetimi, işletmenin etkin ve verimli bir şekilde yönetilmesini sağlar. İyi bir iletişim ve ortak karar alma süreçleri, ortaklık yönetiminde önemli rol oynar.
Ortaklığın Sona Erme Süreci
Adi ortaklık, aşağıdaki durumlarda kanunen kendiliğinden sona erer:
- Ortak amacın gerçekleşmesi veya artık mümkün olmaması durumunda,
- Ortaklardan birinin ölümü durumunda,
- Ortaklardan birinin iflas etmesi, kısıtlanması veya payının haczedilmesi durumunda,
- Sözleşmede belirtilmişse sürenin sona ermesi durumunda.
Ancak kendiliğinden sona erme durumlarına rağmen, ortaklar tasfiye sürecinin tamamlanmadığı sürece her zaman ortaklığın devam etmesine karar verebilirler. Ek olarak, ortaklar her zaman oybirliğiyle ortaklığın sona erdirilmesine karar verebilirler. Ayrıca, bir ortağa fesih yetkisi verilmişse veya sözleşme süresi belirli bir süreliğine değilse, ortaklardan her biri tek taraflı olarak fesih beyanında bulunabilir. Son olarak, ortaklığın devam etmesi artık makul bir şekilde beklenemez duruma geldiğinde, yani ortakların haklı bir nedeni varsa, ortaklık mahkemeden feshedilebilir.
Adi ortaklığın tasfiye süreci, ortaklık payının tasfiyesiyle karıştırılmamalıdır. Bir ortağın ortaklıktan ayrılması veya çıkarılması, ortaklığın tek başına sona ermesine neden olmaz. Ayrılan veya çıkarılan ortağın payları, kanun hükümleri gereği otomatik olarak diğer ortaklara payları oranında geçer. Ancak ortaklığın sona ermesine neden olan bir durum varsa, ortaklık zorunlu olarak tasfiye sürecine girer. Bu süreçte, ortaklığa ait varlıklar nakde çevrilir ve ortaklığın borçları ödenir. Sonrasında katılım payları ortaklara iade edilir. Eğer bir miktar kâr veya zarar kalmışsa, ortaklara kazanç ve zarara katılma yükümlülüğü çerçevesinde dağıtılır.